Trabzon Merkez İlçeye (Ortahisar) bağlı en eski köylerinden biri olan Uğurlu’nun eski adı Argaliya’dır. Trabzon’un büyük şehir olmasından sonra köy statüsünden mahalle statüsüne dönüştürülmüştür.
1461 tarihinde Osmanlı topraklarına dâhil olduktan sonra yapılan ilk sistematik Osmanlı Tahrirlerinde köyün ismi geçmektedir. 15 ve 16. yüzyıllarda köy, diğer çevre köyler gibi Tımarlı Sipahilerin kontrolüne verilmiş, tarım ve hayvancılığın önem kazandığı klasik bir köy görünümünde kalmıştır. İdari bakımdan ise yine çevre köylerle birlikte Trabzon Kazasının Akçaabat (Polathane) Nahiyesine bağlanmıştır. Bu durum 1800’lü yılların sonuna kadar devam etmiştir. Arşiv kayıtlarına göre Uğurlu (Argaliya) Mahallesi ile ilgili daha belirgin bilgiler 19. yüzyıla aittir. Genellikle bu döneme ait arşivi verilerde; köyde yaşayanlar, üretim ve vergilendirme hususlarına dair önemli bilgiler mevcuttur. Bu kayıtlardan (1854 tarihli Aşar (Vergi) Defteri Verileri ve daha sonra Periyodik olarak neşredilen Trabzon Vilayet Salnameleri Verileri) anlaşıldığına göre Uğurlu’da, Klasik Osmanlı’daki cemaat temeline dayalı üç ayrı etnik grup yaşamaktadır. Örneğin, 1854 tarihli Vergi Defterindeki nüfus verilerine göre köy nüfusunu, Türkler (yaklaşık % 52), Rumlar (yaklaşık % 30) ve Ermeniler (yaklaşık % 18) teşkil etmekteydi. Türkler köyün hemen hemen her mahallesinde eşit biçimde dağılmış olup; Rumlar ve Ermeniler, daha çok sahile yakın kısmını teşkil eden Güzel Mevkii Mahallesinde (eski adıyla Gordi) ve halk arasında Zuzula denen mevkide yoğunlaşmıştır. Birinci Cihan Harbine kadar Trabzon genelinde olduğu gibi köyde de, sözü edilen cemaatler arasındaki günlük hayat olağan biçimde devam etmiştir. Fakat 1915 yılında Trabzon Vilayetinin doğu yönünden Rus Ordusunun hücumuna uğraması ve kısa bir süre sonrasında da işgal edilmesi ile birlikte, Türk olmayan Hıristiyan unsurların Türklere karşı yağma, tehdit ve ölümlere kadar varan şiddet olaylarının hâkim olduğu bir kargaşa devri başlamıştır. Tamamen Çarlık Ordusuna güvenip şımaran Rum ve Ermeni çeteci grupları, Trabzon şehir merkezinde olduğu gibi, şehre yakın köylerde de faal olarak çevreye rahatsızlık vermeyi sürdürmüşlerdir. Merkeze çok yakın olan köylerden bir olan Uğurlu (Argaliya) köyünde de çetecilik faaliyetleri kendini göstermiştir. Köy halkının önemli bir kısmı, Rus işgaline uğramadan evvel sahili izleyerek halk arasında “muhacirlik” olarak bilinen büyük göçe zorunlu olarak iştirak etmiştir. Köyde kalanların büyük çoğunluğu bir yandan azgınlaşan Rum ve Ermeni çeteleri ile uğraşırken bir yandan da hala halk arasında “Urus Yolu” olarak da bilinen ve tamamıyla Rus ordusunun geçişini ve bölgedeki denetimine fayda sağlayacak yeni yolların yapımında çalıştırılmıştır. Uğurlu (Argaliya) Köyünde Urus Yolları daha çok Trabzon Şehir merkezinden başlayıp Soğuksu, Kireçhane hattından Karlık Dağının kuzey yamaçlarını izleyerek Kurt Boğazı ve daha alçaktaki Tavşanlık Boğazından, köyün aşağı mahallelerine ulaşarak, aşağı merkezde (köyün okullarının ve sağlık evinin bulunduğu yeni merkezi) bir iki kola ayrılmaktaydı. Urus yolları bu bölgeden Büyük Hacı Beşir Deresi vadisinde yer alan köylere (Yeşilova, Gürbulak, Akyazı, vs.) ulaştırılmış; diğer kol ise Beşirli (Holomana) Köyü istikametinde sahile kadar, tamamen Türk köylüleri ve Türk savaş esirlerine açtırılarak tamamlatılmıştır. Günümüzde Uğurlu Köyündeki bir takım ana yollar hala, adı geçen Urus Yollarını takip etmektedir. 1917 Ekiminde Rusya’da meydana gelen ve Çarlık için büyük bir değişimin habercisi olan Bolşevik İhtilali sonucu Rus ordusu kademeli olarak Trabzon bölgesini terk etti. Fakat Türk ordusu bölgeye ulaşıp denetimi sağlayana kadar geçen süreçte; Uğurlu ve diğer çevre köyler Rum ve Ermeni çetecilerin şiddetine maruz kalmıştır. Bu durum kısa bir süre sonra Türk Ordusunun ve Dağlarda gruplar oluşturarak Çetecilerle savaşan “Yerel Milis Güçlerin” bölgeye tamamen hâkim olması ve hatta muhacirliğe iştirak eden köylülerin dönüşü ile sona ermiştir. Muhacirlik esnasında göç eden sivillerin önemli bir kısmının hayatını kaybetmesine rağmen, bölge halkının olanla yetinme ve içlerindeki yaşama sevinci kısa zamanda kendilerini toparlamalarına ve işgalin getirdiği yıkımları tamir etmelerini kamçılamıştır. İşgal sonrasında köyde meskün Ermenilerin tamamı (Papaz Kirakus Arslanyan ve maiyyeti) ve Rumların bir kısmı köyü terk etmiştir. Cumhuriyetin ilanı sonrasında köyde kalan çok az Rum da mübadele ile Yunanistan’a gönderilmiştir. 19. yüzyıl ortalarına ait arşiv verilerine göre Uğurlu Köyünün en eski Türk Aileleri şunlardır; Samancıoğulları (Samancı, Köyün Güzel Mevkii Mahallesi ve Zuzula Mevkiinde meskundurlar, fiziki olarak genelde sarışın ve mavi gözlüdürler. Sülale mensuplarından bazı yaşlıların beyanlarına göre köye dışarıdan geldiklerinin belirtilmesi, köyün en eski yerli halkından olmadıklarını göstermektedir.), Mısırlıoğulları (Mısırlıoğlu ve Çelik; Sülalenin çoğunluğu, köyün Mısırlıoğlu Mahallesinde, geri kalanı ise Orta ve Güzel Mevkii (Gordi) Mahallelerinde meskûndurlar. Mısırlıoğlu sülalesine ait genel bilgiler şunlardır. 1831 yılında Kavalalı Mehmet Ali paşa isyanı sonucunda bölgeye yerleştirilmiş olan Mısırlıoğlu ailesi (Osmanlı iskân politikası gereği) Anavatanları olan Anadolu topraklarına göç etmek durumunda kalmışlardır. Rivayete göre 4 kardeş MISIR dan yola çıkarak Trabzon’a yerleşmişlerdir. Ancak göç yolunda kardeşlerden 1’i Erzurum 1’i Trabzon Akçaabat’a yerleşmiştir. Diğer iki kardeş ise günümüzde mısırlı mahallesi olarak bilinen mevkide yerleşmiştir. Yıllar yılı Rum çeteleriyle savaşmak durumunda kalan Uğurlu köyü sülaleleri mübadele dönemi sonrası rahat bir nefes alabilmiştir), Kapucuoğulları (Kapucu; Köyün en yeni ailelerindendirler, Mısırlıoğlu Mahallesi, Orta Mahalle ve Zuzula Mevkiinde meskundurlar), Karamemişyazıcızadeler (bu aile köydeki arazilerini 1986’larda satarak tamamen şehre yerleşmişlerdir ve bu aile sanırım köyün en eski sakinlerinden bir aile olup, üyelerinden bazıları şehirde etkin idari vazifelerde bulunmuşlardır), İbişoğulları (Yılmaz, eski ailelerden olup, köyde geniş bir nüfusa sahiptirler, ayrıca köyün Merkez, Kuçali / Küçükali Mahalleleri ve Zuzula mevkiine yayılmışlardır), Küçükalioğulları (Küçük, köyün Kuçali / Küçükali Mahallesin de yaşamakta olup geniş bir ailedir (Kuçali / Küçük Ali isminden bozmadır. Etimolojik olarak Kuçali; Kuman (Kıpçak) Türkçesindeki Kiçi / Kuçu yani ufak, küçük sıfatından doğmuş olduğu aşikârdır. Genel anlamda Trabzon halkının konuştuğu yerel ağzın Anadolu Ağzından ziyade, Kuman (Kıpçak) Türkçesi Ağzına yakınlığı bunu kanıtlar yöndedir. Ayrıca, Köyde Küçük soyadı taşıyanların fiziki yapılarının belirgin özellikleri de (boylu, kumral veya beyaz tenleri, renkli gözleri) bunu destekler niteliktedir’.), Kurtoğulları (Kurt, Kurtoğlu; 18. yüzyılın sonlarında Osmanlı Devletinin Anadolu’daki birçok Göçer Türk Aşiretlerinin iskânı hareketi çerçevesinde, köye yerleştirilmiş birkaç aileden çoğalmışlardır. Aslen Trabzonlu olmayan bu sülalenin, Erzurum taraflarından geldikleri veya getirilip iskân edildikleri bilinmektedir. Yaklaşık 200 yıldır köyün eski sakinlerinden olan bu kalabalık sülalenin çoğunluğu Kurtlu Mahallesinde geri kalanı ise köyün güney batısındaki Zuzula Mevkiinde meskundurlar.), Paçacıoğulları; (bu sülalenin büyük kısmı Merzifon, Samsun, Istanbul ve Avrupaya yerleşmiş. Sülale tamamen Kurtlu Mahallesinde meskundur.), Ameşoğulları (Asan, Bu sülalenin büyük kısmı Samsun’a (Bafra ve Alaçam) yerleşmiş olup, çok az bir kısmı köyün Güzel Mevkii Mahallesinde meskundur.), Çizmecioğulları (Çizmecioğlu, Arşiv belgesine göre oldukça varlıklı bir ailedir. Çizmecioğullarının bir kısmı 1940’larda tamamen şehre yerleşmiş ve köyle ilgileri kesilmiştir. Çizmecioğullarının köyde kalan kısmı halen orta mahalle,camii yanı mevkii ya da bazı yerel haritalarda yazdığı gibi Çizmecioğlu mahallesin de; yaklaşık 47.000 metrekarelik arazilerinde köyle hiç ilişkilerini kesmeden seslerini duyurmaktadırlar.), Nalçacıoğulları (Nalça, Köyün Orta mahallesinde meskundurlar, ailenin önemli bir kısmı 1950’lerde arazilerini satarak Trabzon ve İstanbul’a yerleşmiştir. Köye Akçaabat’tan gelmiş oldukları bilinmektedir.), Karagözoğulları (Bayraktar, Köyün Mısırlıoğlu Mahallesi ve Zuzula Mevkiinde meskundurlar); Bu aileler dışında köyde o dönemde yaşayan ve köyden ayrılıp başka yerlere göç ettiklerinde haklarında bilgi bulunmayan aileler ise Keçeçioğulları ve Molla Osmanoğulları’dır. Cumhuriyetle birlikte şehre yakınlığından dolayı Uğurlu Köyü, çevre köylerden, Akçaabat, Yomra, Arsin ve Of ilçesinden, hatta Rize’den çok sayıda nüfus çekmiştir. Örneğin Gordi olarak tabir edilen ve sahile yakın Güzel Mevkii Mahallesi nüfusunun %75’i yeni gelenlerle meskûndur. Bilindiği kadarıyla Akçaabat’tan gelen aileler; Birinci (1940 ve 50’lerde Akçaabat’ın Şinik Köyünden gelip yerleşmiş geniş ve varlıklı bir sülaledir, köyün Küçükali, Zuzula Mevkii ve Orta mahallelerinde meskûndurlar.), Bulut (1950’lerde Akçaabat’ın Şinik Köyünden gelip, köyün Zuzula Mevkiine yerleşmiş bir ailedir), Akın (Akçaabat’tan 1920’lerde gelip yerleşmiş bir ailedir, Köyün Küçükali Mahallesinde meskundurlar.), Baytar (Akçaabat’ın Metinkale köyünden 1930’larda gelip Güzel Mevkii Mahallesine yerleşmiş bir ailedir.), Sev (Akçaabat’ın Kaleönü Köyünden gelip, 1920’lerin sonlarında Uğurlu’nun Güzel Mevkii Mahallesine yerleşen bir ailedir), Koç (Akçaabat’ın Şinik Köyünden olup, 1900’lerin başlarında köyün Orta mahallesine yerleşmişlerdir), Yazıcı (Akçaabat’ın Ortaalan (İpsil) köyünden gelip 1950’lerde köyün Küçükali Mahallesine yerleşmiş bir ailedir) ve Türk (Akçaabat’ın Şinik Köyünden gelip yerleşmiş bir ailedir, Küçükali mahallesinde oturmaktadırlar); İskenderoğlu (Arsin’in Özlü (Simlaha) köyünden 1960’larda gelen bir aile olup, Güzel Mevkii Mahallesinde meskundurlar.), Şahinoğlu (Arsin’in Harmanlı (Varvara) köyünden gelip, 1960’ların başında köyün Güzel Mevkii Mahallesine yerleşmiş bir ailedir), Doran, Sağlam ve Dokuz (Bu son üç aileden Doran ve Dokuzlar 1960’larda köye Yomra’dan gelip yerleşmişlerdir. Sağlamlar ise 1980’lerin sonunda yine Arsin’den gelip yerleşmişlerdir.); Altunbay (Oflu olan bu aile, aslında 16. yüzyıl başlarında Rumeli’den (Ohri / Makedonya) sürgün olarak getirilip yerleştirilen bir ailenin soyundan gelmektedir. Karakullukçu olarak bilinen ordunun geri hizmetlerini yerine getiren bir sınıfa mensup olan bu aile, ilk olarak Of İlçesinin Bölümlü (Zisino) Beldesine, ardından 18. yüzyıl başlarında Eski Trabzon – Erzurum – İran yolunun geçtiği yol güzergahı üzerinde bir geçit bölgesi (menzil / derbent) olan günümüzde Çaykara İlçesine bağlı Demirkapı (Haldizen) köyüne yerleştirilmiştir. Özellikle o dönemde yoğunlaşan Osmanlı – İran Savaşlarında, İstanbul’dan Trabzon’a deniz yolu ile gönderilen savaş ağırlıklarının (cephane ve yiyecekler) ve ordunun bir kısmının geçtiği geçidin bakımını yapmaya memur edilmişlerdir. Bu nedenle Karakullukçuoğulları soy ismini almışlardır. Aile zamanla günümüzde Bayburt’a bağlı olan Armutlu ve Üzengili köylerine yerleşerek eski görevlerini terk etmiştir. Uğurlu köyündeki aile ise, 1917’de önce bir grup arkadaşı ile Sohumkale / Abhazya’ya çalışmaya giden, ihtilal sonrası dönüp gelen, fakat babası ile barışamayıp, Uğurlu Köyünün Güzel Mevkii Mahallesine gelip yerleşen bir gencin (Oflu Şevket), yerli bir hanımla evlenmesi ile oluşmuştur.); Bayram (Tamamen Küçükali Mahallesinde meskun olup, günümüzde oldukça kalabalık olan bu aile, komşu Ayvalı (Hoha) Köyünden gelip yerleşmiştir.) , Serdar ve Usta (Köyün Orta Mahallesinde meskun olan bu iki aile, komşu Gündoğdu (Mude) Köyünden gelip yerleşmiştir), Albayrak (Akyazı Köyü ile bağlantılı olan bu aile, Cumhuriyet öncesinden beri Güzel Mevkii Mahallesinde meskundur), Çolak (Bu aile, Rus işgali esnasında Çarlık ordusuna mensup olan Kırımlı bir Türk-Tatar askerin (Hidayet Efendi), Bolşevik İhtilali sonrasında Rusya’ya dönmeyip köyde kalması ve yerli bir hanımla evlenmesiyle teşkil olmuş ve hanımının soyadını kullanmıştır. Güzel Mevkii Mahallesinde meskûndurlar.), Kılıç (Komşu Karakaya Köyünden gelip 1960’larda köyün Orta Mahallesine yerleşmiş bir ailedir. Kara Alioğulları adıyla bilinen bu aile, ticaretle iştigal etmektedir.), Ar (Komşu Karakaya Köyünden gelip yerleşmiş bir ailedir. Aloğlu ya da Alioğulları olarak bilinen bu aile köyün Orta Mahallesinde oturmaktadır), Kantekin (Çukurçayır Köyü civarından gelip köye yerleşen bu aile, halen Güzel Mevkii Mahallesinde meskûndur.), Narşap (Karaman Köyü civarından 19. yüzyıl sonlarında geldikleri bilinen bu aile, köydeki Mısırlıoğlu sülalesi ile güçlü akrabalık bağları kurmuştur. Köyün Haşaplı Mahallesi ve Orta Mahallede meskûndurlar.). Bu aileler dışında yine haklarında bilgi eksikliğinden dolayı buraya eklenemeyen aileler de mevcuttur.
Uğurlu Köyü halkı bu kadar değişik bölgelerden gelip yerleşenlerle teşkil olmasına rağmen, hemen hemen bütün aileler, diğer komşularıyla gerek kurdukları dostluklar ve gerekse ırsi bağlarla kaynaşmış gibidirler. Köyde 1950’lerin başında İlkokul ve 1975-1976 eğitim öğretim yılında hizmete giren ve çevre köyler içinde en eskisi olan Ortaokul kurulmuştur. Sayısız ve gerçekten bir birinden değerli öğretmenlerin görev yaptığı bu okullarda 100’lerce öğrenci yetişmiştir. 1985 yılında köyde yaklaşık 10 kadar Üniversite mezunu varken bu durum, 1990’ların ortalarında (kız öğrencilerin de katılımıyla) yaklaşık 70, 2000’lerin başlarında ise 100’ü aşmıştır. Mühendislik, İkdisadi İdari Bilimler, Tıp, Eczacılık, Eğitim Bilimleri, vs. alanlarda yüksek eğitim görüp mezun olan gençler, ülkenin çeşitli illerinde mesleklerine devam etmektedir. Köyün bir başka gururu da Türkiye Cumhuriyeti’ne bir bakan hediye etmesidir. 1980’lerdeki ANAP Hükümetinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev yapan Fahrettin Kurt.
1980’lerde kalkınmasını sürekli sürdüren köy, günümüzde oldukça gelişmiş, altyapısının önemli bir kısmı teşkil edilmiş durumdadır. Uğurlu Köyü, bu özelliklerinden dolayı 1980’lerden beri merkez ilçeye bağlı köyler arasında sürekli pilot köy olarak seçilmiştir. Köyün muhtarı Aga Musti (Mustafa KURT) emekli belediye çalışanı olmakla ve espritüel kişiliğiyle de iş bitirme anlamında çok başarılı muhtarlardandır. Halk kendisini çok sevmektedir ve uzun yıllar bu görevde kalmasını istemektedir.
Ortahisar Kaymakamımızdan Mahallemize ..
Mustafa (Murat) KÜÇÜK tüm yazıları için tıklayın...